Şimdiye kadar dünya gündemine dair yayınladıkları birçok kapak ile tartışma yaratan The Economist, bir müddettir düşük de olsa polemik konusu olan “Amerika Birleşik Devletleri dağılacak” teorisini kapağına taşıdı.
Ülkede varoluşundan beri süren ırkçılık, gelir dağılımındaki eşitsizlik ve eyaletler ortasındaki yasal uygulamalar ortasındaki uyumsuzluk, ABD’nin dağılacağı telaffuzlarını artırdı.
ABD’nin bölünme korkusu
Özellikle Cumhuriyetçi Donald Trump’ın yönettiği periyotta ülkedeki toplumsal çatlaklar giderek daha da derinleşti, Demokrat aday Joe Biden’ın seçimleri kazanmasının akabinde yaşanan Kongre binası baskını, ABD’de yeni bir iç savaş korkusunu tepeye taşıdı.
Biden idaresindeki ABD, her ne kadar bu bağlamda, eyaletlerin birlikteliği manasında sağlam bir çizgide görünüyor olsa da durum göründüğü üzere değil.
The Economist kapağına taşıdı
İşte ABD’nin içinde bulunduğu bu durumu, her kapağı tartışma ve tahlillere bahis olan The Economist de ele aldı.
İngiliz mecmuası, ABD’de iki eyalette, Kaliforniya ve Teksas’ta kabul edilen iki yasaya dikkat çekti. Mecmua, eyalet meclislerinden geçen bu maddelerin, federal hükümete karşın uygulamaya konduğunu ve bu durumun, ülkede mevcut tansiyonu daha da artıracağını yazdı.
Amerika Bölünmüş Devletleri
Derginin kapağında “Amerika Bölünmüş Devletleri” manşeti, altındaki fotoğrafta de üzerindeki sütun ikiye ayrılmış ve bacakları açılmış halde durmaya çalışan özgürlük heykeli yer aldı.
Yazıdan bir kesit şöyle:
“25 Ağustos’ta Kaliforniya’da, araba sanayisini yine şekillendirecek, karbon emisyonlarını azaltacak ve eyaletin elektrik şebekesini zorlayacak bir hareket olan, akaryakıtla çalışan otomobillerin satışı 2035’ten itibaren yasaklandı.
Aynı gün Teksas’ta da tecavüz yahut ensest istisnası olmaksızın, hamile kaldığı andan itibaren bayanların kürtaj hakkı yasaklandı. Kürtaj yaptıranlar 99 yıla kadar mahpus cezasıyla karşı karşıya.
Bu iki olay ilgisiz görünebilir, lakin bunlar kıymetli bir eğilimin belirtileridir. Washington, büyük ölçüde tıkanmış olabilir, lakin eyaletler öfkeli bir reaksiyonla hızla politikalar yapıyorlar.
Teoride, bu makûs bir şey değil. Amerika’nın hangi siyasetlerin işe yarayıp hangilerinin çalışmadığını test etmek için “50 laboratuvarı” var. İnsanlar yaşamayı seçebilir ve şirketler, pandemi sırasında birçok kişinin yaptığı üzere, tercihlerinin mahallî kurallara yansıtıldığı ve ekseriyetle daha az kısıtlamaya sahip eyaletlere taşındığı yerlerde faaliyet göstermeyi seçebilir.
Her devlet, vergilerin tartısı ile kamu hizmetlerinin cömertliği arasında kendi istikrarını kurabilir Rastgele bir devlet, daha âlâ okullara yahut iş düzenlemelerine sahip komşularından öğrenerek ulaşabilir.
Ancak bu iki olay, birebir vakitte ABD’nin, Birleşik Devletler’in bölünmeye ne kadar yakın olduğunun da bir göstergesi..”