İstanbul Su Eserleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) Lider Yardımcısı Oğulcan Kemal Sagun, su eserleri bölümünün 2022 yılında 1,5 milyar dolar, 2023 yılında ise 2 milyar dolara ulaşmayı hedeflediğini belirtti.
Sagun, kesimin salgın periyodunda elde ettiği avantajı sürdüreceğini ve ihracat sayılarının her geçen yıl daha da artacağını söyledi.
Bu yıl palamutta rahmet bekleniyor
Sagun, 1 Eylül’de başlayan avlanma döneminin bereketli geçmesini dilediğini belirterek, geçen yıl bol ölçüde hamsi ve çinekop avlanan denizlerde bu yıl palamutta bolluk beklediklerini söyledi.
Sağlıklı ve istikrarlı beslenmenin kıymetinin daha güzel anlaşıldığı günümüzde, hayvansal protein kaynaklarını geliştirmenin zarurî hale geldiğini vurgulayan Sagun, su eserlerinin, her geçen gün artan protein açığının kapatılabilmesi için çok bedelli ve ucuz bir besin kaynağı olduğunu belirtti.
Sagun, son yıllarda çok avcılık, etraf kirliliği üzere nedenlerle avlanma yoluyla yapılan üretimin azalmaya başlamasına rağmen, denizlerde ve iç sularda denetimli bir biçimde yapılan yetiştiriciliğin arttığına işaret ederek, “Türkiye geneli her yıl 600 bin tonun üzerinde gerçekleştirilen üretimin yarısı avcılık, başka yarısı ise yetiştiricilikten elde ediliyor. 2002 yılında 67 bin ton olan yetiştiricilikte üretim, 2021 yılında 471 bin tona ulaştı. Avcılık ise en çok Karadeniz sonrasında Marmara Denizi’nde yapılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
100’den fazla ülkeye balık ihraç ediliyor
Türkiye’nin 100’den fazla ülkeye yüklü olarak çipura, levrek, alabalık ve orkinos ihraç ettiğini belirten Sagun, 2021 yılında 1,4 milyar dolar ihracat yaparak 1,2 milyar dolar dış ticaret fazlası veren su eserleri kesiminin 2022 yılında 1.5 milyar dolar, 2023 yılında ise 2 milyar dolara ulaşmayı hedeflediğini belirtti.
Mavi yüzgeçli orkinosta Japon pazarında kelam sahibiyiz
En fazla ihraç ettikleri çipura, levrek ve alabalıkta birinci pazarın AB ülkeleri olduğunu, mavi yüzgeçli orkinosta ise Japon pazarında kelam sahibi olduklarını anımsatan Sagun, “Çin pazarına girmemizle birlikte bu ülkede de süratli bir yükseliş var. İthal girdi kullanmadan büsbütün yerli kaynaklarla ülkemize döviz kazandırmaya devam ediyoruz. Türkiye toplam ihracatının kilogram ünite fiyatı ortalama 1,3 doların altında iken, su eserleri bölümü 6-7 dolara ulaştı. Yüksek teknolojimiz, çağdaş tesislerimiz, eser kalitemiz ve markalarımız ile katma bedelimiz daima artıyor.” değerlendirmesinde bulundu.