Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Mısır’ın demokrasiyi tüm gelenek ve kurumlarıyla hayata geçirmesinin, diğer Arap ülkelerinin geleceğine ışık tutacak bir fener işlevi göreceğini belirtti.
Mısır’ın 25 Ocak Devrimi’nin birinci yıl dönümü dolayısıyla Mısır’ın Ankara Büyükelçiliğinde resepsiyon verildi.
Resepsiyonda, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kutlama mesajını okudu.
Gül mesajında, tarih boyunca Anadolu ve Mısır’ın bir elmanın iki yarısı gibi, Akdeniz’in iki yakasında büyük medeniyetlerin beşiği olduklarını belirtti.
Antik dünya tarihinin neredeyse bu iki kadim medeniyetin karşılıklı münasebetlerinin tarihi olduğuna işaret eden Gül, bu nedenle tarihteki ilk uluslararası anlaşmanın Hititlilerle Mısırlılar arasında imzalanan Kadeş Barış Antlaşması olmasının tesadüfi olmadığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Gül, “Kardeş ve akrabamız olan Mısır halkı geçen yıl 25 Ocak’ta Tahrir Meydanı’nda yine şanına yaraşır büyük bir devrime imza atmıştır. Türk halkı da bu süreçte Mısırlı kardeşlerinin demokrasi, özgürlük, adalet ve onur mücadelesinin heyecanını yüreğinde hissetmiş, Mısır halkına kayıtsız şartsız destek vermiştir” ifadesini kullandı.
Kendisinin de bu heyecanı paylaşmak üzere 3 Mart 2011 tarihinde Mısır’ı ziyaret ettiğini hatırlatan Gül, devrimden sonra Mısır’ı ziyaret eden ilk devlet başkanı olarak Mısır Yüksek Askeri Konseyi Başkanı Mareşal Muhammed Hüseyin Tantavi, parti liderleri ve Tahrir Meydanı’nda devrimin fitilini ateşleyen gençlerin temsilcileriyle çok yararlı istişarelerde bulunduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti:
“Bugün 25 Ocak Devrimi’nin birinci yılında Mısır halkının ülkede demokratik süreci tekemmül ettirmek amacıyla aynı azim ve kararlılık içinde çaba gösterdiğini müşahede ediyoruz.
Bir yıl gibi kısa bir sürede demokratik düzenin tesisi yolunda çok kritik kilometre taşlarını başarıyla geride bırakan kardeş Mısır halkını can-ı gönülden kutluyorum. Mısır’da yapılan ilk demokratik ve özgür seçimlerin ardından belirlenen Mısır Meclisi’nin bugün yemin ederek göreve başlamasından duyduğumuz heyecan ve takdir hislerini bu vesileyle ifade etmek istiyorum.
Biliyorum ki Mısır’daki kardeşlerimiz geçmişin acılarını ve kamplaşmalarını geride bırakarak, birlik ve beraberlik içinde geleceğe umutla bakmak istemektedirler. Bu anlayışla büyük bir alçak gönüllülük ve olgunluk içinde Mısır halkının tüm kesimlerinin hassasiyetlerine kulak veren bir Hükümeti kurmayı başaracaklarına inanıyorum.”
-“Omuzlarındaki mesuliyet çok ağır”-
Mısır’ın, Arap dünyasının amiral gemisi olduğuna işaret eden Gül, “Mısır’ın demokrasiyi tüm gelenek ve kurumlarıyla hayata geçirmesi, diğer Arap ülkelerinin geleceğine ışık tutacak bir fener işlevi görecektir. Bu nedenle Mısır halkının ve yöneticilerinin omuzlarındaki mesuliyet çok ağır olmakla birlikte, bir o kadar da tarihi ve şereflidir” ifadesini kullandı.
Demokrasinin, zaten büyük ve güçlü bir ülke olan Mısır’ın gücüne güç, büyüklüğüne ihtişam katacağını vurgulayan Gül, dünyanın her yerindeki temaslarında Mısır’daki demokratik sürecin güçlü bir şekilde ekonomik bakımdan desteklenmesi çağrısında bulunduğunu belirtti.
Gül, şunları kaydetti:
“Türkiye ise halkıyla ve devletiyle Mısır’ın daha da güçlenmesi için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Başta ekonomik, ticari ve askeri ilişkilerin geliştirilmesi olmak üzere her alanda hızlı adımlar atmak kararlılığındayız. Kardeş ve akraba iki milletin sadece ‘kadim dost’ ve ‘güçlü bir ortak’ olmakla yetinmeyerek, artık ‘kader birliği’ yapmaları zamanı gelmiştir.”
Bin yıldır ortak tarih, coğrafya, kültür ve din bağlarıyla bağlı Türk ve Mısır halklarının, 25 Ocak Devrimi’nin ardından artık demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi değerler temelinde de buluştuğuna işaret eden Gül, şunları kaydetti:
“Mesajımın başında belirttiğim gibi, tarih boyunca Kahire ve İskenderiye, Anadolu ve İstanbul’la; İstanbul ve Anadolu ise Mısır’la yoğun ve kapsamlı ilişkiler içinde olmuştur. Yeniden bu büyük tarihi birlikteliği sağlayabildiğimizde, bölgenin yeni bir stratejik iklime kavuşacağı aşikardır.
Bu düşüncelerle tüm Mısırlı kardeşlerimizin 25 Ocak demokrasi ve özgürlük şölenini Türk milleti ve şahsım adına en kalbi duygularımla kutlar, Mısır’a demokratik, müreffeh ve parlak bir gelecek temenni ederim.”
-“Devrim yolunda el ele”-
Resepsiyona katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, “Mısır’ın büyük devrimcilerini rahmetle ve minnetle anıyoruz. Yaşayan devrimcilere, devrim yolunda kendileriyle el ele olduğumuzu ifade ediyoruz” dedi.
Türkler ve Mısırlılar arasına 150 yıldır diktatörler ve ön yargıların girdiğini, bunların da artık ortadan kalktığını dile getiren Çelik, Türk ve Mısır halkının aynı anne ve babadan olma iki kardeş olduğunu söyledi.
İmam Gazali’den sonra içtihat kapısının kapandığını, ancak bugün İslam dünyasının en büyük müçtehidinin Tahrir Meydanı olduğunu belirten Çelik, bütün Ortadoğu’nun Tahrir’in içtihadını izlemeye devam edeceğini kaydetti.
Mısır halkının şanına yakışır büyük bir devrime imza attığını vurgulayan Çelik, güçlü, zengin ve barış içinde bir Mısır istediklerini belirtti.
Çelik, “Türkiye, halkıyla ve devletiyle Mısır’ın güçlenmesi için elinden geleni yapacak. Artık kader birliği zamanı gelmiştir” dedi.
Mısır’ın Ankara Büyükelçisi Abderahman Salaheldin de 25 Ocak Devrimi’nin gelecek nesillere özgür bir hayat sağlamak için gerçekleştirildiğini söyledi.
Mısır’da seçimlerin yapıldığını ve parlamentonun bugün çalışmaya başladığını belirten Salaheldin, Türkiye’nin Mısır’daki devrimi ilk günden itibaren desteklediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül’ün de devrimden sonra Mısır’ı ziyaret eden ilk cumhurbaşkanı olduğunu hatırlatan Salaheldin, Türkiye’nin verdiği bu destekten dolayı teşekkür etti.
Resepsiyon sırasında, devrimle ilgili bir sinevizyon gösterisi de yapıldı. Gösteri esnasında bazı Mısırlıların duygulanarak gözyaşlarına hakim olamadıkları görüldü.
AA