Yılın ikinci çeyreğine ait bilanço devrinde büyük oranda beklentilerin üzerinde gerçekleşen şirket karlılıkları yurt içi hisse piyasalarında risk iştahını kıymetli ölçüde artırdı.
Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi 18 Temmuz’da başlayan yükseliş eğilimiyle 1 ayda yaklaşık yüzde 29 paha kazanarak 3 bin puanı aştı. Birinci defa 13 Haziran 2017’de bin puan barajını aşan BIST 100 endeksi, 2 bin puanı ise 8 Aralık 2021’de geçmişti. Son bin puanlık yükselişin yalnızca 8 ay sürmesi dikkati çekti.
Ağustos başından bu yana yaklaşık yüzde 18 bedel kazanan BIST 100 endeksi, bugün 3.051 puanla tüm vakitlerin en yüksek düzeyini gördü.
Söz konusu yükselişte bankacılık ve ulaştırma kesimi payları kıymetli rol oynarken, ay başından bu yana bankacılık endeksi yaklaşık yüzde 32, ulaştırma endeksi ise yaklaşık yüzde 35 artış kaydetti.
Sektör endeksleri bazında incelendiğinde Ağustos başından bu yana en çok kazandıran yaklaşık yüzde 41 getiriyle finansal kiralama ve faktöring, tek kaybettiren ise yüzde 4 ile madencilik oldu.
BIST 100 endeksinde pay bazında Şekerbank bu devirde yaklaşık yüzde 110 artışla en çok kıymet kazanan şirket olurken, Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Paydaşlığı yüzde 32 geriledi. Ağustos başından bu yana BIST 100 şirketlerinin 90’ı bedel kazanırken, 10’ı kıymet kaybetti.
Öte yandan, endekste tartısı yüksek olan paylardan Türk Hava Yolları ay başından bu yana yatırımcısına yaklaşık yüzde 38, Tüpraş yüzde 27, Akbank yüzde 26, Türkiye İş Bankası yüzde 34, Yapı ve Kredi Bankası yüzde 22 ve Garanti Bankası yüzde 42 getiri sağladı.
BIST 100 endeksinde kelam konusu seyirle birlikte süreç hacminde de kıymetli yükseliş kaydedilirken, perşembe günü 87,1 milyar lirayla süreç hacmi rekoru da kırıldı. Dolar bazında ağustos başından bu yana yüzde 15,6 bedel kazanan BIST 100 endeksi, perşembe günkü kapanış prestijiyle 167,3 düzeyinde bulunuyor.
Analistler, borsada yıl sonuna kadar üst taraflı potansiyelin devam edebileceğini düşündüklerini fakat bilanço dönemi sonrasında kısa vadede tesirli olabilecek kar satışları nedeniyle yatırımcıların temkinli hareket etmelerinde yarar olacağını lisana getirdi.
BORSADA YÜKSELİŞ POTANSİYELİ DEVAM EDİYOR
Ata Yatırım Portföy İdaresi Genel Müdürü Mehmet Gerz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Borsa İstanbul’da BIST 100 endeksi 3 bin puanı geçmesiyle dikkat çekiyor fakat biz uzun vakittir borsanın ucuz olduğunu ve enflasyona karşı bir atak yapması gerektiğini düşünüyorduk.” sözlerini kullandı.
BIST 100 endeksi için sene sonu amaçlarının 4 bin puan düzeyinde olduğunu ve yükselişin devam etme potansiyelini gördüklerini belirten Gerz, enflasyonist ortamda şirket karlarının çok düzgün geldiğini ve bu durumun borsayı desteklediğini söyledi.
Gerz, son bir yıla bakıldığında ise BIST 100 endeksinin yüzde 108 yükseldiğini, enflasyon yüzde 80 olduğunu fakat konut fiyatı artışının Türkiye ortalamasının yüzde 160 düzeyinde bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Enflasyona karşı yatırımcı kendisini korumak istediğinde, faizin gerçek getirisi eksi yüzde 65 düzeyinde olduğu için elinde TL tutmak hiç mantıklı değil. Hasebiyle yatırımcı alternatif arıyor. Yatırımlardan birisi gayrimenkuldü ve oraya çok önemli bir yönelim oldu, fiyatlar yükseldi. Artık borsaya geliyor o para. Borsada da tabi pay seçmek kıymetli. Burada bilen yatırımcı pay seçebilir fakat biz ferdî yatırımcıya daha çok pay senedi fonları üzerinden gelmesini öneriyoruz. Şöyle ki 100 lirası olanın yaklaşık yüzde 40’ını pay senedi fonlarında değerlendirmesini mantıklı buluyoruz. Zira fonlar pay senedi üzere hem vergiden muaf, hem de içinde 30-40 tane uygun seçilmiş pay senediyle varlık çeşitlendirmesi sağlıyor. Son beş yılda da Türkiye’de yatırım eserleri sahiden çeşitlendi ve güzel de yönetiliyor. TEFAS vasıtasıyla bunları her bankadan her aracı kurumdan almak mümkün. Hasebiyle ABD’dekine emsal bir yatırım fonu kültürü ağır aksak da olsa oluşmaya başlıyor.”
Borsanın sene sonuna gerçek 4 bin, seneye seçimden sonra da 5 bin üzere düzeylere ulaşması halinde borsaya ilginin genele yayılacağını aktaran Gerz, bunun da hem yatırım fonları hem de emeklilik fonları vasıtasıyla olacağını düşündüğünü bildirdi.
Gerz, yerli kurumsal yatırımcının fonlar vasıtasıyla büyümesiyle büyük halka arzların da seneye seçimden sonra başlama potansiyeli olabileceğini düşündüğünü de kelamlarına ekleyerek, bu durumda borsanın Türkiye’de gayrimenkulde olduğu üzere gerçek bir yatırım alternatifi olmaya başlayacağını söz etti.
BİLANÇOLAR YÜKSELİŞTE İTİCİ GÜÇ OLDU
Vakıf Yatırım analisti Umut Deniz Pak da, ağustostaki yükselişte ana faktörün beklentilerden âlâ gelen ikinci çeyrek şirket finansal sonuçları olduğunu tabir etti.
Küresel endekslere kıyasla müspet ayrışmaya devam eden Borsa İstanbul’da bilhassa havacılık, bankacılık, holding, rafineri ve gıda-perakende üzere bölümlerde analist kestirimlerinin hayli üzerinde karlılık sayılarının görüldüğünü kaydeden Pak, “BIST 100 endeksinde yükü yüksek olan pay senetlerinde güçlü finansallar önden fiyatlanırken, sonuçların açıklanması ve kimi şirketler için analist varsayımlarının üst revize edilmesi ile endekste üst taraflı hareket güçlendi.” değerlendirmesinde bulundu.
Pak, yurt dışı hisse piyasalarında son iki ayda satış baskısının azaldığını belirterek, bu devirde gözlenen müspet fiyatlamanın da gelişmekte olan ülke piyasalarını desteklediğini bildirdi.
Getiri arayışı devam eden yerli yatırımcıların borsaya ilgisinin sürdüğünü aktaran Pak, değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Türkiye Hazine Eurobond faizlerinde önemli bir aşağı istikametli hareket gözlenirken, Borsa İstanbul’da art geriye 8 haftalık yabancı çıkışının akabinde, son 2 haftada başta bankacılık kesimine olmak üzere 358 milyon dolarlık yabancı girişi gerçekleştiğini görüyoruz. Bu durum da Borsa İstanbul’u üst istikamette destekleyen bir faktör oldu. Geldiğimiz noktada 3 bin düzeyinin üstüne çıkan BIST-100 endeksinde daha seçici olunması gerektiğini düşünüyoruz. Mevcut durumda 12 ay sonrası için analist iddialarının ortalaması 3,400 düzeylerini işaret ediyor. Gelecek üst tarafta revizeler ile bu varsayımın değişeceğini düşünsek de, potansiyelin tekrar de daraldığını söylemek yanlış olmaz. Münasebetiyle bu yılın ikinci yarısı ve gelecek yılın birinci yarısında operasyonel manada daha güçlü olması beklenen kesimlerde konumlanmak gerektiği kanaatindeyiz. Bu manada havacılık, rafineri, güç, gıda-perakende üzere kesimlerin öne çıkmaya devam edeceğini düşünüyoruz. Karlılık manasında güçlü seyreden bankacılık bölümünde ise vakit zaman oluşabilecek regülasyon risklerine karşı bu düzeylerde daha temkinli olma taraftarıyız.”